29 Ekim 2014 Çarşamba

Sephora Alışverişi+GLAMGLOW SUPERMUD İncelemesi//Sephora Haul+GLAMGLOW SUPERMUD Review


Günaydın!
Hepimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun! Balkonlarda asılı bayrakları gördükçe içim açılıyor sabahtan beri.

Bugün, söz verdiğim gibi, iki gün önce Sephora'dan aldığım bir kaç parça ürünü paylaşacağım.

Today, I'll be sharing my Sephora haul which I've had several days ago.


Instagram'da tüm servetimi bıraktım dediğim bu skincare ürünleriydi, Sephora'da servet harcamak için çok bir şey almaya gerek yok malumunuz. :/

Bugün Glamglow maskenin incelemesini yapıp bir sonraki postta da Algenist'i incelemeyi düşünüyorum, ama araya testerlarının büyük kısmını tükettiğim diğer Glamglow'u da sıkıştırabilirim, bakacağız.

I'll be reviewing only Glamglow Supermud today, and later I'll be reviewing the rest.




Glamglow maskelerin ününü duymayan kalmamıştır diye tahmin ediyorum. Bütün ünlülerin cilt bakımında kullandığı sloganıyla ortaya çıktı ve sükse üstüne sükte yarattı. Türkiye'de satılmaya başlandığından beri alıp almamak konusunda oldukça gidip geliyordm çünkü benim için bir maskeye 175 lira vermek çok kolay yapılabilecek bir hareket değil. Gerçekten gözden çıkaracağım paraya değeceğine inanmam lazımdı.
Tam da bu noktada hepinizin tanıdığı muhteşem fıstığım Duygu, elindeki üç Glamglow maskenin incelemesini Youtube kanalında bir videoda yaptı ve o an almaya karar verdiğim an oldu.

I don't think that there's anyone who didn't know the hype of these Glamglow masks. They claim that Hollywood stars and celebrities use these on their routines. I was really sceptical about these and couldn't decide to spend tons of money on a single mask. It's really expensive, at least for my budget. But after I watched the video of amazing Duygu on Youtube in which she reviews three of the Glamglow masks, I immediately decided on buying this.



Supermud, ilk patlamayı yaratan ürün olduğu için seriye onunla başlamak istedim. Kutuyu açtığınızda sizi bir "Hello Sexy" karşılamasıyla selamlıyor, sonra da içerisinden bilgilendirici bir kaç sayfa ve kullanım talimatları çıkıyor.

It salutes you with a "High Sexy" message on top, and the box includes the instruction cards and stuff too.



Sonunda maskenin kendisine ulaşıyoruz. Kapağındaki büyük yıldız çok şirin! Sade ve temiz bir dizaynı var.

Finally, we get to see the product itself. The huge star on the lid is so cute! The packaging is simple and clean!




Maske, siyaha yakın bir kil maskesi. Evde yaptığımız(saf kili belirli maddelerle karıştırarak elde ettiğimiz) kil maskeleri kadar toprak gibi olmasa da çamur kıvamında olduğu kesin. Kokusu muhteşem değil ama nanemsi bir keskinliği var. Çok da kötü koktuğunu düşünmüyorum yani.

Bu maske, özellikle siyah noktalar, sivilceler ve renk pigmentasyonunun eşitlenmesi konusunda oldukça iddialı. Ben de siyah nokta konusundan oldukça müzdarip biri olarak çok fazla umut bağlayarak ilk uygulamamı yaptım.

Sonucu daha ilk kullanımda göreceğim söylendiği için gerçekten heyecanlıydım ve heyecanıma da kesinlikle değdiğini söyleyebilirim.

It's really promising on the black heads and blemishes so being a black head freak, I had so much expectations on this mask.
It's muddy, as you can already tell by its name, and it smells minty in a really harsh way. Not the best scent for a skincare product but not so bad that you can't handle.

I was told to see the results after the first use so I really put the tides high and I gotta say that it really worked!



Yüzümün tamamına değil, sadece şikayetim olan bölgelere yani burun, çene ve alın olarak T bölgesine sürdüm, elimde kalanları da yanaklarıma yaydım. Gördüğünüz gibi ilk sürüşteki çamurumsu hali kısa süre içinde kuruyup açık gri bir renk alıyor cildinizde. Bazı parçalar kurumuyor içinde, bu da oldukça ilginç tabi. 15 dakika civarı yüzümde beklettikten sonra yıkadım, zaten kuruduğu için hafif hafif tozlar dökülmeye başlamıştı. Sürdüğünüz yerlerde gözenekleriniz olduğundan 2 kat büyük bir şekilde nokta nokta gözükmeye başlıyor, sanki sünger boşluklarıymış gibi oluyor ki bence çok berbat gözüküyor, iyi ki gerçekte gözeneklerimiz bu kadar belli değil dedirtiyor. O yüzden aynaya çok sık bakmamayı tercih ettim.

Yıkadığımda GERÇEKTEN gözeneklerimde gözle görülür bir temizlenme gördüm. Beklentiye girdiğim için çıtayı oldukça yüksek tutmama rağmen sonuçtan çok memnun kaldım. Siyah noktalarım tamamen bir anda gitti diye bir şey söylemiyorum bakın, burnumda siyah noktaların en yoğun olduğu yerde %70 civarı diyebileceğim ölçüde temizlenme ve %100 gözenek küçülmesi gözlemledim. Hele cildin yıkama sonrasındaki yumuşaklığı ve ışıltısı üzerine tuz biber oldu.

Korkarak, paramı çöpe atmış olmayı göze alarak aldığım Glamglow Supermud beni çok çok çok mutlu etti! Sonuçtan inanılmaz memnunum ve ne olursa olsun bittiği gibi hemen yenisini alacağım.
Bana sorarsanız, hiç düşünmeden alın.

I applied only on the T zone rather than my whole face. It exaggerates the pores on the areas that you applied the product, it looks terrific! You thank God that they don't look that huge in real life! Almost like a sponge-like spaces on your face, ugh disgusting. But, after rinsing off, you see that those huge pores really got smaller and the black heads reduced in a visible amount. I don't say that it cleaned off ALL my black heads and they don't exist anymore, no. BUT my pores definitely got smaller and the black heads' amount have been declined. With regular use, I'm sure that they'll all be gone.
I strongly recommend this product, it's worth spending a bunch of money, trust me!

xx


23 Ekim 2014 Perşembe

Sally-Hansen Blue Me Away Oje İncelemesi//Review: Sally-Hansen Blue Me Away


Günaydın!
Bir önceki postta bahsettiğim Lancome Grandiose rimeli alırken yanında bu masmavi ojeyi görünce dayanamayıp onu da almıştım. Ayrı bir posta değer gördüm sürdükten sonra, buyurun!

Good morning everyone!
I purchased this nailpolish while I was getting Lancome Grandiose mascara which I reviewed on my post several days ago. I think it's worth writing an individiual post on, so here you go!


Elimde sayısını bilmediğim kadar çok mavi oje var. Kırmızılarımdan bile çoktur. Mavi oje nedense beni sıkça kendine çekiyor. Soluk mavileri sevdiğim kadar canlı mavileri de seviyorum ama her zaman o istediğim canlı mavi tonunu bulamıyorum. Ya çok silik kalıyor aslında canlı olması gereken renk, ya alt tonu fazla sıcak oluyor vs. Bu sefer istediğim canlı maviyi bulmuşa benziyorum.

I own dozens of blue nailpolishes. I don't know why but they have a charm that pulles me in. I love both pastel/muted bues as well as the bright ones but I generally face with some issues while searching for a perfect vibrant blue e.g. they might not be vibrant enough or the undertone might be so warm. But this time, I think I found my perfect vibrant blue shade.



Blue Me Away, tam olarak aradığım, fosforlu olmayan canlı bebek mavisi. Bildiğimiz pastel bebek mavisinin, mavisi yoğunlaştırılmış halini düşünün. Ya da yaz deyince aklınıza gelen maviyi. Öyle bir renk işte.
Fırçasına ve sürüm kolaylığına bayıldığımı belirtmem gerek. Ayrıca iki katta gayet opak bir kapatıcılık sağlıyor.

Ancak, daha ikinci günde çıkmaya başladı tırnaklarımın uçlarından. Çok garip işler yaptığımdan da değil. Sally-Hansen ojelerde bu tarz bir sıkıntı olduğunu biliyordum ama rengi o kadar güzeldi ki almadan edemezdim.

Pişman değilim özetle, biterse tekrar alırım. Bu tarz bi ojeyi bi hafta boyunca tırnağınızda tutup her giysiyi ona uydurmazsınız zaten, o yüzden çok da büyük bir sorun yok.

Sevdiğiniz mavi oje tavsiyelerinize sonuna kadar açığım, lütfen paylaşmaktan çekinmeyin!

Blue Me Away's a concentrated baby blue which is not neon but still a vibrant blue. It reminds me of the sea and the summer eventhough it's fall. 
I really liked the brush and application of this nailpolish. It also gives you a nice coverage in two coats, no more needed.
The only downside is the fact that it chips off soooo fast, like the second day or so. I knew that S-H nailpolishes had this kind of issue but the color was amazing that I could not resist.
You wouldn't keep this color for a week and try to match your outfit to this shade of blue everyday, so not a big deal.
If you have any blue nailpolish recommendations, do not hesitate to write a comment!

xx

20 Ekim 2014 Pazartesi

Yeni LANCOME Grandiose Rimel İncelemesi//Review: NEW LANCOME Grandiose Mascara


Herkese günaydın!
Lancome'a ne kadar sadık, ne kadar bağlı ve bir o kadar da hayran olduğumu bilenler biliyor. Lancome benim için annemden bana geçen high-end markaların en gözdesi. İlk makyaj malzemem de yıllaaaar önce Lancome'du, bu yüzden duygusal bir bağımız da var.
Tabi tüm bu duygusallığı geçersek, ne kadar kaliteli olduğu tartışmasız. Rimellerine ayrı bir ilgim olduğu da bloğun sıkı takipçileri ve bana rimel önerisi sormak için mail atanlar tarafından biliniyordur, Hypnose Drama hayatımın rimelidir.




Hal bu kadar sevgi doluyken, Lancome yeni bir maskara çıkaracağını müjdeliyor ve ben Türkiye'ye gelişini nasıl bekleyeceğimi düşünüyorum. Sabrın sonu selamet tabi, kendisi burada: Grandiose!



İlk dikkat çeken kısım tabi ki alışılagelmişin dışındaki tüpü. Alta doğru tombikleşen bir şekli var, üst kısımda da gradyen olarak griden şeffafa giden bir geçiş. Tabi şeffaflığın içindeki gül maketinin şıklığını atlamak olmaz, kendileri Lancome'un marka simgesi bildiğiniz üzere.


Şeklinden daha önemli bir farklılığı ürünün kendisinde görüyoruz, o da bu dalgalı, kıvrımlı fırçası!


Fırçanın üzerindeki çıkıntıların boyları eşit değil, uzunlu kısalı karışık şekilde diken gibi duruyor. Bu da asıl olayı zaten.


Fırçanın kıvrımlı olması (kesinlikle esnek ya da hareketli değil), 360 derece çevirerek bile her açıda kullanılabilmesini sağlıyor. Bu cümle bir anlam içermiyor gibi gözüküyorsa sizin için de, benim için biraz öyleydi çünkü, içinden bir prospektüsvari kağıt da çıkıyor.
Bu hareketleri normal fırçayla yapamıyor muyduk yani, farkı ne? derseniz, pek de yapamadığımızı söyleyebilirim. Yani düz fırçalarda ilk hareket tabi ki çok kolay, ama kirpiklerin burna yaklaşan yerdekilerine ulaşmak eziyet. Ayrıca el değiştirmeden diğer göze geçince açıda değişiklik yapmak da facia. Bu kıvrımlı fırçayla hepsi oldukça kolay oldu benim için.
Kullanım kolaylığının sağladığı sonucu tek kelimeyle özetlemek istiyorum: MUCİZE. Benim kirpiklerim oldukça kısa ve ince. O yüzden rimel konusu benim için turnusol niteliğinde. Bu rimel, resmen upuzun kirpiklere saniyeler içinde ulaşmamı sağladı. İlk uygulamamda garip garip şaşkınlık sesleri içinde seyrettim kirpiklerimi, pek inanamadım açıkçası. Resmen takma gibi, ama değil. They're Real bana bunu sağlayamamıştı mesela, sloganı bu olsa da.
Ayrıca kesinlikle akma, bulaşma gibi bir durumu yok ki bu çok şaşırtıcı değil çünkü Lancome'un hiç bir rimelinde bu sorunu yaşamadım. Çıta belli.
Çıkarmasının bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum doğrusu. Hiç ovalamadan tek silişte çıkardım. Çok rahattı.
Tek kötü yanı şu ki, üst üste çok kat uygularsanız kirpikleri birbirine yapıştırıyor. Ama kat kat uygulamanıza gerçekten gerek kalmıyor zaten, ilk seferde istediğiniz görüntü karşınızda oluyor.

Özetle, ben bu rimele taptım. Gerçekten aşk yaşıyorum şu an. Lancome beni yine yanıltmadı, muhteşem bir iş başarmışlar.

Ürünü ben 89 TL'ye aldım, aldığınız yere göre fiyat değişiklik gösterebilir.

Herkese iyi haftalar!

xx

16 Ekim 2014 Perşembe

MAC Fling Kaş Kalemi İncelemesi//Review: MAC Brow Pencil in Fling


Günaydııın!
Umarım hepiniz iyisinizdir ve umarım bu yazıyı elinizde çayınız/kahvenizle keyif içinde okuyorsunuzdur!
Dün Mac'e gidip ufak bir alışveriş yaptım, Instagram'ımı takip edenler biliyordur zaten. 2 ürün aldım ve ikisini de hemen fotoğraflayıp denedim. İlk olarak incelemesini yapacağım ise bu kaş kalemi olacak, daha sonra ikincisinin postunu yayınlayacağım.

Hey everyone!
I hope everyone's feeling amazing and reading this blog post with a delicious cup of coffee in their comfort couches.
Yesterday, I had a tiny Mac purchase and I immeditaley tried them, yes there are one more product. We'll start with this brow pencil!




Takipçilerim bilecektir; kaşlarımı her zaman Omega'yla dolduruyorum. Renginin sıcak olmaması vs. tüm bunlar etken, daha önce bunun üzerine bir yazı yazmıştım zaten. Kalem kullanmamamın sebebi de çok "yapılmış", doğaldan uzak çizim gibi bir görüntü vermesiydi.
Ancak kaşlarımdaki tüyler çok çok seyrek, ve özellikle kışın iyice çelimsiz bir hal alıyorlar. Farla doldururken o ince boşluklara girip boyutlu bir görünüm sağlayamıyor bu yüzden. Kaşları gür olanlar için kesinlikle kalem değil far öneriyorum ama benim gibi seyrek ve ince kaşlarınız varsa kalem kesinlikle kurtarıcı.

My followers'll remember, I always use Omega to fill in my brows. But my brows are so sparse and don't have a great amount of volume anyway. So, I needed to switch to the pencil which gives more fulling effect-that's why I was kinda refrained from using pencil for years but now I need that boost.




Fling, Mac'in kaş rengi skalasındaki en açık renk. Sarışınların (yani kaşları da sarımsı olanların) bu rengi kullandığını biliyordum uzun süredir ama benim kül rengi kaşlarımda çok karamelimsi/sarımsı duracağını düşündüğüm için hiç denememiştim. Dünkü alışverişimde Hikmet MUA bana Fling'in kesinlikle olacağını, tenimin daha koyusunu çok garip göstereceğini söyledi ve orada uyguladı. Uygulamadan sonra tüm acabalarımdan kurtuldum, ne sarı ne kahverengi hiç bir renk değişimi yapmadan kaşlarımı çooook doğal bir şekilde doldurdu.

Fling's the lightest brow shade in Mac line, and I knew that blondes were using this color. I have ashy eyebrow color so I was in doubt that it'd look so caramely-yellowish on me. MUA on Mac applied me this color and strongly suggested this one for me. After application, I was totally convinced. No color change at all, just that uummpph on the brows but still so natural.



 Bakın, hiç bir sarılık yok! Kaşlarımın arasındaki ufak tefek boşluklar hala görünüyor ki tam olarak istediğim görüntü buydu zaten, kalıp gibi durmaması. Ama başlangıçtaki seyrekliği tamamen kapattı ve kendi kaşımmış gibi durdu. Kaşımın doldurulmamış hallerini daha önceki postlarda paylaşmıştım, oradan da farkı anlayabilirsiniz.
Omega'da görüntü buna benzer olsa da, yakınlaşınca aradaki boşluklar çok belli oluyordu. Örtmesi pek olmuyordu yani. Kaşlarım daha gürleşince Omega'yla dönüşümlü devam edebilirim ama şimdilik Fling benim için tam ihtiyacım olan ürün.
Kalemi Mac'ten 59 TL'ye alabilirsiniz.

See? There's no yellow tint at all. It filled my brows but still visible bald tiny spots available which gives that natural look that I wanted. It strongly filled the beginning of my brows which are the weakest part, but still not looking fake at all.
I really loved this pencil!
xx

9 Ekim 2014 Perşembe

TATAAAM: YENİ BLOG LOGOM!


MERHABALAAAAR!
Geçen hafta boyunca her gün üzerinde çalıştığımız, silip sıfırdan başladığımız, sürekli üzerinde değişiklikler yaptığımız yeni logom sonunda tamamlanmış ve copyright protected haliyle karşınızda! Artık fotoğraflarda bu logoyu göreceksiniz:)

Gerçekten çok çok çok çok içime sinen ve beni aşırı derecede heyecanlandıran bir logo oldu. Logoyu tasarlayan, planlayan ve hayata geçiren Photoshop master nişanlıma huzurlarınızda teşekkürü borç bilirim.

Umarım siz de beğenmişsinizdir! Yakında blog temasında da değişikliğe gideceğim, yeeeey!

xx

8 Ekim 2014 Çarşamba

SIGMA F80 FLAT KABUKİ FIRÇA İNCELEMESİ//Review: Sigma F80 Flat Kabuki Brush


Herkese yeniden merhabalar!
Sigma fırçalara ülkemizde legal ve kesin yollardan ulaşabileceğimiz bir distribütör yoktu maalesef. Bir kaç hafta önce, Kozmela Sigma fırçaları getireceğini açıklamış ve internet sitesinden satışa koymuştu. İlk fırsat bulduğum an bu fırçayı satın aldım ama maalesef araya bayram girdi ve kargolar tatilde olduğu için elime ancak bugün ulaştı. Tabi ki ulaştığı an denedim, ve fotoğraflarını çekip sizlerle paylaşmak istedim. Buyrunuz, karşınızda Sigma'nın en ünlü fırçası F80 Flat Kabuki!

Hey everyone!
We were long-awaited beauty community for Sigma brushes to release in Turkey and horray, it happened! As soon as I found out that Sigma was being sold online in Turkey, I ordered the most famous brush of 'em, F80 Flat Kabuki.





 Normal şartlarda, bir fırça markasından ilk kez bir ürün alacaksam bu göz için kullanacağım bir fırça olur, benim için ayırıcı kısım genelde burasıdır. Ancak Sigma için her zaman duyduğum ve kullanıldığını gördüğüm, övgüler alan ünlü F80 bu seferlik alışkanlığımı bozmayı başardı. İlk Sigma fırçam kendileri oldu haliyle.

Üzerinde güzelce işlenmiş el yazısı bir Sigma logosu bulunuyor, çok klas. Ama daha da klası, fırçanın kendisi. Çok ilginç bir şekilde estetik. Neden ilginç derseniz, neden estetik olduğunu açıklayamamamdan. Bir kere tahmin ettiğimden daha ağır ki bu iyi bir malzemeden yapıldığını tesciller, ama hala estetiği açıklamaya yetmiyor. Neyse, bana göre parlayan sapı ve dümdüz fırça kıllarıyla göze hitap ediyor.

In general, I would go for the brushes designed for eye area first-if I'm relatively new for the brand. But for Sigma, F80 was my ultimate gonna-be-first-to-try brush cuz it has tons of hype around so...Here it is.

It has a handwritten Sigma logo on the brush, which is kinda cool but there's more. It is strangely aesthetic-cuz I couldn't find the reason behind it. It looks luxury yet glowing but still...I'm not able to explain why I liked the design of this brush that much. 


Bu bir fondöten/likit/krem ürün fırçası olduğu için kılları oldukça sık. Yani, daha tanıdık bir yerden örneklemek gerekirse RT Expert Face Brush gibi. Lakin, üstü tamamen düz (flat) ve açısal olarak kabukiye benziyor. Bu sebeple daha eşit bir yayılım sağlayabiliyorsunuz. İlk denememde gerçekten flawless diye nitelendirilen bir fondöten dağılımı sağladı, hiç mütevaziliğe gerek yok. Gerçekten çok başarılı.
Tabi ki RT fırçada olduğu gibi, bu fırçanın da sorunu çok fazla ürün  kullandırması. Bu da kılların sıklığından kaynaklanıyor. Bunu dert etmediğiniz müddetçe hiç bir sıkıntı yaşayacağınızı sanmıyorum.

Due to the fact that this brush was designed for foundation application and for liquid products, it has really dense bristles which allow you to achieve an amazingly flawless and even application with your foundation. I really enjoyed this feature of the brush at the first application so I could immediately tell that I really really really loved it.

The only downside is that, just like RT Expert Face Brush, it makes you use lot more producy than you would normally do. If you don't mind that, you'll be good to go with this.


Bahsettiğim gibi, sadece fondöten değil likit ve krem allık/aydınlatıcılar için de dizayn edildiği belirtilmiş ancak ben bu konuda biraz şüpheci yaklaşarak deneyimlemiş bulundum. Neden bilmiyorum ama sanki çok yoğun bir uygulama sağlayacakmış da allık saçmalayacakmış gibi hissediyordum. Beni net bir şekilde yanılttı. Maybelline'in bordo krem allığını muhteşem bir sadelikle dağıttı.

Özetle, Sigma'dan alacağınız ilk fırça gönül rahatlığıyla F80 olabilir, yani bana göre. Ürünü Kozmela'nın internet sitesinden 69,90 TL'ye aldım, ancak bir fırça daha alırsanız bir adet hediye fırça veriyorlar sanırım, emin değilim. Bir bakın derim.

As I mentioned before, this was designed for ALSO cream and liquid products but I was kinda sceptic about trying cream blush with this brush. I don't know why but I felt like it was going to apply too much on and I was gonna look like a clown or sth. But I realized that I was totally wrong with my prejudices. It performed very well with Maybelline cream blush of mine which is in a kinda risky color.

To sum up, you may purchase F80 without any hesitation, I really liked it.

xx


2 Ekim 2014 Perşembe

Sonbahar Vazgeçilmezlerim//Autumn Essentials


Merhabalar!
Tez koşturmalarım ve Ankara-Bursa mekik dokumalarım neticesinde blogda daha az post görüyorsunuz bu aralar, ama merak etmeyin kısa bir süre içinde normale dönecek.
Sonbahar tartışmasız en sevdiğim mevsim, ve yazın renklerinden sonbaharın buğusuna geçmek benim için oldukça kolay. Renkli kozmetiklerimde ufak tefek değişiklikler yapıyorum herkes gibi ben de, daha soğuk ve pastel tonlara doğru gidiyorum. İşte o ufak tefek değişiklikleri ve Eylül'de sürekli kullandıklarımı sizinle kısaca paylaşmak istedim. Cilt ürünleri ve cilt bakımı dahil değil zira onlarda genelde aynı ürünlerle gidiyorum.

Hey y'all!
I've been posting less nowadays cuz I'm really focused on my master's thesis, but it'll turn into normal cycle soon.
Autumn's my fav season so it's not hard for me to leave summer back. I turn my make-up routine to more fall-ish, pastel tone looks and I'll share some of those with you in this post. Enjoy!









Peki sizin sonbahar vazgeçilmezleriniz ve favorileriniz neler?

xx