31 Temmuz 2013 Çarşamba

Guerlain Parure De Lumiere SPF 25 Fondöten İncelemesi



Merhabalar,
Bu ürün incelemesi testerlardan edindiğim gözlem üzerinden olacak. 3 testerdan şaşırtıcı derecede fazla ürün çıktı, bu yüzden inceleme yapmaya yeterli görüyorum.
Sephora alışverişlerimden birinde bana bunu tester olarak vermişlerdi ve ben Guerlain'e fiyat skalası yüzünden pek yaklaşmayan bir insan olarak bu durumdan baya hoşnut olmuş ve eve geldiğim gibi denemiştim. Ve lakin, verdikleri açık renk benim için fersahlarca koyuydu. Yine de, sürmüş oldum ve evde 4-5 saat yüzümde o şekilde gezdim, tamamen ürün incelemesi yapmak içindi yani.
Daha sonra, anneme denemesi için verdim ama ona da oldukça koyuydu, yine de o da aynı metodla denemiş ve test etmiş oldu. Son olarak da, bir kaç gün önce makyajını yaptığım birinin ten rengine tam gittiğini görüp risk alarak yüzünde kullandım.

Tüm bunların sonucu olarak gözlemlerim şunlardır ki;


-Kapatıcılığı oldukça iyi, ama full coverage değil.
-Çok sıvı bir yapısı yok, yoğun
-Çok yoğun bir parfüm kokusu var, severseniz ne ala ama sevmezseniz çekilmeyecek derecede.
-Çok çabuk tene entegre oluyor ve yer ediyor, bu yüzden hızlı hareket etmezseniz sonuçtan memnun kalmayabilirsiniz.
-Karma cildimde parlama yapmadı, makyajını yaptığım yağlı ciltte de bir parlama oluşmadı ama tüm durumlarda pudrayla sabitlemiştim.
-Duruşu ve tene yayılışı bence gayet tatmin edici, yani kaliteli bir fondöten kullandığınızı belli eder cinsten.
-Kalıcılığı konusunda 4 saat civarına kadar kefilim, gerisiyle ilgili bir yorum yapamayacağım çünkü o kadar uzun kullanmadım.
-Orjinal boyunun paketlemesi/şişesi beni pek de cezbetmiş değil, Guerlain adı varsa çok daha iyi olmalıydı.

Tester sonuçları bu kadar, farklı ciltlerde de denediğim için güvenerek yazdım, sizin farklı bir tecrübeniz varsa yazmaktan çekinmeyin lütfen.

xx

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Çekim Makyajı: Modern Days, Bloody Ones/Na(t)ive's Slaughter Concept Shot



Merhabalar;

Çarşamba günü, modelimiz Cansu'yla yaptığımız çekimin makyajlarını paylaşmanın sorun olmayacağına kanaat getirip kullandıklarımı yazmaya karar verdim, uygulamayı tek tek anlatmayacağım. Bazı çekimlerde paylaşım hakkı bende olmuyor, o yüzden hepsini paylaşamıyorum.

Konseptin büyük olanı, benim en genel çizgimde, sürekli tercih ettiğim ve çok da sevdiğim bir tarzda. Çekim ortamı yıkık dökük/harabe, model de tam zıttı-bakımlı, makyajlı vs. Makyajın oldukça keskin ve net olması isteniyordu, bu yüzden eyeliner görüntüsü de oldukça keskin ve kalın.
Sonraki küçük çekim de, portre-salaş ama dağınık smokey eye görüntülü bir konseptteydi. Smokey'nin dozunu göz altında çok abartmadık çünkü ortamın yeşili ve hafif buğulu görüntüsü bizim için yeterliydi ve göz altlarının daha da siyah olmasına gerek yoktu. Siyah geçişleri önemliydi o yüzden 3 ayrı siyah tonu kullandım, ciltteki parlaklığı arttırmamak için highlighter kullanmadım ve eyeliner'ı tamamen devre dışı bıraktım.





Fondöten: Nars Sheer Glow
Pudra: Mac Studio Fix
Kapatıcı: Make Up Forever Full Cover Concealer+Nars Radiant Creamy Concealer
Farlar: Mac Carbon, Mac Silver Ring, Mac Woodwinked, Mac Vanilla, Mac Espresso
Eyeliner: Mac Blactrack Gelliner
Rimel: Lancome Hypnose Drama
Ruj: YSL Rose Cult
Allık: NYX Taupe, Mac Sunbasque
Highlight: Nars Albatross



Fondöten: Nars Sheer Glow
Pudra: Mac Studio Fix
Kapatıcı: Make Up Forever Full Cover Concealer+Nars Radiant Creamy Concealer
Farlar: Mac Carbon, Mac Nylon, Mac Print, Mac Typographic, Mac Vanilla, Mac Espresso
Rimel: Benefit They're Real
Ruj: Mac Rebel+Mac Media
Allık: NYX Taupe, Mac Mocha

Yani bu smokey eye, alttaki fotoğraflarda daha önceden yaptığım çekimdeki Iva'ya uyguladığım kadar yoğun ve kuyruklu değil, kıyası da yapmış olalım.




Kışın yaz, yazın kış kıyafetleri çekmeyi söylememe gerek yok herhalde. Evet, kontrast her yerde.

xx




26 Temmuz 2013 Cuma

Takılar, Kolye Çekmecesini Düzenlenlerken, Her Gün Taktıklarım vs vs


Merhabalar,
2 ayrı şehirde yaşadığım için, bir yerde bıraktıklarım diğerlerine uymuyor, kıyafetler karışıyor, takılar orda burda sürünüyor falan, yine aynı tabloyla karşılaştığım bir günde delirip tüm kolye çekmecesini yere döküp kullanmadıklarımı ayırmaya karar verdim. Buradakiler eskiden kullandığım kolyeler, ama dönüşte yanımda götürmeyi düşünüyorum bir kısmını falan fıstık evet çok uzadı, temizlik harekatından kalanları da fotoğraflamış oldum. Sonuna da, her gün taktıklarımı ekledim çünkü fotoğraflarda görüp merak eden çok kişi oluyordu.







Gördüğünüz gibi burada kalanlar büyük ve altın olmayan kolyelerim, çünkü diğerlerini ya yanımda ya üstümde taşıyorum seyahat ederken. O yüzden ayırırken özel olarak altın elemesine girmeme gerek kalmadı. Ayrıca, bazı yarı-değerli taşlı kolyelerim de fotoğrafların içerisinde ve bir aralar taşlı kolyelere ne kadar takıldığımı hatırladım görünce. Şimdilerde daha küçük ve taşlı takılara yönelmiş haldeyim. Tüm o yığın içinden sadece kullanacaklarımı ayırdım bu sebepten.


Her gün kullandığım kolyelerin biri, benim için çok özel olan "Your Grace" kolyesi:) Evet, minik bir kraliçe tacı kendisi. Anlamını söze dökmeye gerek görmüyorum, sadece benim için çok farklı bir yerde olan bir takı.

Hiç çıkarmadığım diğer kolyem de bu altın, taşlı nazar boncuğu kolyesi-annemin hediyesi. Nazar boncuğunun duruşunu ve feminenliğini sembol olarak çok seviyorum, koruma amacıyla değil tamamen estetik bulduğum için takıyorum ve bir sürü de küçük nazar boncuklu takım var, gerçekten sevdiğimi yavaş yavaş farketmiş bulundum açıklarken.


Herkesin bayıldığı ve nereden aldığımı sorduğu bu bileklik de hiç çıkarmadığım takılarımdan biri. Nazar boncuklarının dışında kalanlar ufak Swarovski taşlar ve ayrı ayrı birleştirilmiş. Artık bulunabileceğini sanmıyorum ama çok rahat bir şekilde özel olarak taşları Swarovski'den alıp bir kuyumcuda birleştirtebilirsiniz boncuklarla.


Bunlar da diğer bileğimin olmazsa olmazları. Mezuniyet hediyesi olarak anneanne-dede çiftinin aldığı Bvlgari bilekliğe resmen tapıyorum, klasik Bvlgari amblemi kar tanesi, büyük kalple yıldız ve altın zincirleri şahane ve ötesi, taktığımdan beri bir kere bile çıkarmadım. Daha sonra, çok çok çok sevdiğim Michael Kors Rosegold White'la birleştirince inanılmaz yakıştıklarını görüp birlikte kullanmaya başladım.

Şimdi kullanmadıklarımı kaldırma çalışmasına devam ediyorum, kalanları da götürmek üzere paketliyorum, sizi de temizlik operasyonuna dahil edip yalnız hissetmemiş oluyorum :)

xx

23 Temmuz 2013 Salı

Burt's Bees Vs Blistex: Hangisinin Dudak Nemlendiricisi Daha İyi?


Merhabalar;

Her ne kadar dudak nemlendiricisi konusunun çok abartıldığını düşünsem de, bu yazıyı yazmam gerektiğini düşündüm çünkü ara sıra insanlar bana "Blistex aldım hata mı ettim, Burt's Bees gelmiş onu mu alsaydım?" gibi şeyler soruyorlar ve açıkçası bu kadar da dert edilecek bir konu olduğunu düşünmüyorum; bu sebeptendir ki şimdi neden önemsiz olduğunu açıklamaya çalışacağım.

Evet biliyorum, dudaklarımız mütemadiyen çatlıyor ve sürekli nemlendirme ihtiyacı hissediyoruz. Kışın koyu renk ruj sürünce berbat görünüyor dudaklarımız çatlaksa, mat rujlar ayrı bir kurutma evresi ekliyor bir de bu duruma, hepsinin farkındayım, ama çözüm yolu olarak fellik fellik "O mu bu mu" tasasına girmenin hiç bir manası yok. Ana fikir olarak şunu söyleyip ürün karşılaştırmasına geçeceğim; dudaklarınız çatlaksa sıradan bir krem de sürseniz, Bepanthen de sürseniz, Blistex de Burt's Bees de sürseniz, ya da vazelin de sürseniz, iyileştirici etkisi olacaktır. Hiç bir ürün çok ciddi bir şekilde çatlamış dudağı ertesi sabaha düzeltmez, ortalama süre hepsinde üç aşağı beş yukarı aynıdır. O yüzden çok da arayışa girmeye gerek yok diyorum ve en ünlü iki nemlendiricinin karşılaştırmasına geçiyorum.



Yabancı bloglarda muhteşem ünlü olan Burt's Bees, Türkiye'ye geldiğinden beri aynı coşkusunu sürdürüyor ama benim için markanın ünü dudak nemlendiricisi konusunda değil de tırnak bakımı ürünlerinden yürümekte. Markaya güvendiğim için dudak nemlendiricisinin de iyi olduğunu düşünüp aldım ve hayalkırıklığına uğramadım. Nemlendiriciliği gayet iyi ve yapış yapış bir his bırakmıyor. Dudakları aşırı bir şekilde parlatmıyor ve üstüne ruj sürdüğünüzde rujun akmasına da sebep olmuyor. Kokusunu çok sevmiş değilim ama rahatsız edici değil. Yoğunluğunu biraz az buluyorum, bu yüzden günlük dudak bakımı için uygun ama gece bakımı için yetersiz olduğunu düşünüyorum. Taşıması kolay, tüpten direkt sürümü rahat. Sorunsuz bir ürün yani. Fiyatı eksi tabi, bu kadar olmamalıydı.



Blistex, Burt's Bees'ten de ünlü ve tanınan, daha da önemlisi güvenilen bir marka olarak gözümü kırpmadan bu ürünü almamı sağlamıştı ve yine, pişman olmadım. Aynı ürünün tüpteki halini de aldım, ama onda garip bir şekilde fazlaca erime, jelibon kıvamına gelme oldu anlamsızca, o yüzden elle sürülen şeklini kullanmaya devam ettim. Yoğunluğu üstteki ürünün neredeyse 2 katı şekilde, ve bu yüzden onarıcılığının da daha güçlü olduğunu düşünüyorum. Ancak, günlük makyajınızda rujun altına sürdüğünüzde 5 kat gloss sürmüşsünüz hissi yaratıyor ve bu rahatsız edici. Yani bakım amaçlı muhteşem bir ürünken makyaj altına pek gitmiyor. Bu da demek oluyor ki gece bakımında kullanmanız gereken bir nemlendirici kendisi. Kokusu ve tadı muhteşem zaten, bilmeyen yoktur. Fiyatı da oldukça uygun, bonus olarak.

İşin özeti, günlük kullanım için Burt's Bees, yoğun bakım ve gece nemlendiricisi olarak da Blistex öneriyorum. Ben kafa yormak istemiyorum derseniz ikisinden birini alabilirsiniz, pişmanlık duymayacaksınız.

xx

19 Temmuz 2013 Cuma

Kate Middleton Makyajı


Merhabalar;
Monarşi fanı değilim, şahsi politik görüşümde tek hükümdar sistemi yok, velakin İngiltere'ye duyduğum derin ilgi, akademik kariyerimle sınırlı kalmayıp British monarch sınırlarına kadar dayanıyor. Cambridge Düşesi, Strathearn Kontesi ve Carrickfergus Baronesi Kate Middleton da, royal öncesini ve sonrasını dünya gözüyle görebildiğimiz tek 2000'ler kraliyet mensubu olarak, ilgimin odağında.


Makyajı daha ilk gördüğüm andan beri çok dikkatimi çekiyor çünkü makyajını yaparken bile koruması gereken sınırlar var ve buna rağmen muhteşem bir iş çıkarıyor. İş çıkarıyor diyorum çünkü makyaj tarzını kendi seçiyor, kraliyet makyözlerine de bırakıp her gün başka bir makyajla gezebilirdi ama imza makyajını hiç ama hiç değiştirmeyip tam da yakışanı yapıyor.


Muhteşem bir güzelliği olmasına rağmen bir dezavantajı var ki, yaşını olduğundan fazla gösteriyor. 82'li ama yaşı daha fazlaymış gibi gözüküyor, kırışıklık konusunda-özellikle göz kenarlarındaki kaz ayaklarında ciddi sorunları var. Alnında da 2 tane çok derinleşmemiş çizgi var. Hepsi mimik çizgisi ama bütüne bakınca +5 civarı bir yaş katıyor kendisine. Helali hoş olsun diyelim, tüm bunlar harika bir estetiğe hitap ettiği gerçeğini değiştirmiyor.


Tüm bu detayları veriyorum ki makyaj tarzını seçerkenki mantığını anlamamız kolaylaşsın. Genel hatlarıyla bakarsak, makyajında ulaşmak istediği görüntü doğal ve sade olurken tenini mümkün olduğunca pürüzsüz tutmak-ama kırışıklıklarını kapatmamak. Çok açık bir şekilde, yoğun bir fondöten kullanmıyor ve çizgilerinin görünmesini özel olarak istiyor. Yaşanmışlık, bir düşesin olmazsa olmazı tabi. :)


Göz makyajı, oldukça basit ve sade görünse de kat kat döşenmiş vaziyette. Şablon olarak, siyah gel liner başrolünde kahverengi göz kenarı ve yoğun rimel görünümlü bir makyaj olarak tanımlayabiliriz.


Allığı her zaman şeftali tonlu ve biraz parıltılı. Highlighter kullanımına çok önem verdiği açık, çünkü highlighter kullanılmamış hiç bir makyajı yok tüm baktıklarımın içinde.


Kaşlarını yoğun bir şekilde dolduruyorlar ve çoğu zaman hiç ruj kullanmıyor. Bu verileri belirledikten sonra, bu makyajı elimizdeki malzemelerle kendimize çok rahat bir şekilde uygulayabiliriz.


Sürekli profesyonel kraliyet fotoğrafçıları ve medya tarafından fotoğraflandığı için, mutlaka fotoğrafta parlamayı önleyecek bir primer kullanıyor. Zaten hiç bir şekilde yüzünde parlama yok. Bunun için tek geçeceğim bir ürün var ama maalesef hep başkalarından kullanma şansım oldu. Wishlist'imde bir numarada; Smashbox Photo Finish Primer.


Bundan sonra, bahsettiğim hafif yapılı bir fondötene geçiliyor, ama iyice su gibi bir fondöten de değil. Mesela, hafif yapılı fondöten istendiğinde bb cream'den farksız olan Chanel Vitalumiere Aqua'yı kullanıyorum makyaj yaptığım insanlarda, ama Kate Middleton durumunda o kadar da hafif bir şey tercih edilemiyor tabi ki. Kendi elimde olanlardan önerim, YSL Touche Eclat.


Göz altı kapatıcısı olarak yoğun bir ürün kullandığına neredeyse eminim, çünkü çok yakın çekimlerde çizgilere dolma gibi bir kaç durum gördüm ve hafif yapılı bir kapatıcıda olmayacak kalınlıkta bir ürün var. O zaman, Nars kapatıcı yerine Mac Studio Finish öneriyorum.


Pudra olarak hafif bir şey kullanmamız gerekiyor bu durumda, çünkü gerçekten çok yakın çekimler var ve pudra kalın olursa belli olabilir. Her zamanki pudram Mac Studio Fix yerine bu sefer Bare Minerals'ın toz pudrasını tercih ediyorum.



Göz makyaında, önce ten rengi bir farla tüm göz kapağı nötrleniyor. Daha sonra, dış V kısmına koyu-tok bir kahverengi uygulanıyor. Keskin olmamasına dikkat ediliyor ve çok iyi bir şekilde blending uygulanıyor. Kaş altına geçişin keskinliği, mid-tone bir kahverengiyle azaltılıyor. Göz yaşı noktasına ve biraz daha ilerisine de parlak bir beyaz uygulanıyor. Ten rengi ve kahverengi far önerim Estee Lauder Pure Color 02 Cobblestones duosundaki farlar. Geçiş farı Urban Decay Naked Basics Naked 2 ve iç kısım aydınlatması da Mac Nylon.






Liner konusunda dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var. Birincisi, liner çekilirken kesinlikle kuyruk yapılmıyor. İkincisi, alt liner uygulamasında gözün iç kısmına hiç bir şekilde ürün değdirilmiyor, kirpik dibine çekiliyor. Liner'ın likit olmadığından eminim, gel liner olarak her zamanki tercihimden şaşmıyorum: Mac Blactrack


Rimelde dolgunluk yerine daha çok ayırma ve uzatma özellikleri olmasına dikkat edilmiş, bu tanıma uyan rimel bana göre Clinique High Impact Mascara'dır.


Allık konusu benim için elimdekilere bakarak en zor seçebileceğim kısım oldu çünkü ben şeftali tonlu allık kullanmıyorum. Elimdeki tek şeftali tonlu allık Mac Sunbasque ve Kate'inki kesinlikle o tarzda bir allık değil. Daha mat, sakin bir şeftali gerekiyor. Elimde olmayan ürün tavsiyesi olarak; Mac Peaches'ın tamı tamına bu görüntüyü yakalayabileceğine eminim.

Kaynak: www.sarahassansblog.com 


Highlighter olarak gerçekten Lightscapade'i kullandığına emin olmak üzereyim, o kadar ürün arasından gerçekten bunu kullanıyor olma ihtimalini çok yüksek buluyorum çünkü çok yakından inceledim ve aynı onun duruşu. O yüzden tabi ki önerim, Mac Lightscapade


Kaşlarının bazen çok koyu kahverengi, bazen de küllü siyahımsı bir renkle doldurulduğunu farkettim ama bende o tarzda koyu bir kaş ürünü yok. Long lasting ve waterproof olduğu su götürmez, bu yüzden tahminim Make Up Forever'ın Aqua Brow ürününü kullandıkları yönünde.

Kaynak: Google Images/Anonymous

Ve son olarak (olmayan) ruj kısmına geliyorum. Bana kalırsa, özel davetler dışında hiç bir dudak ürünü kullanmıyor-dudak kalemi bile. Bir kaç fotoğrafta glossvari bir uygulama gördüm ama o da kendi dudak rengine çok yakın, belli belirsiz bir uygulamaydı. O yüzden dudak kısmını natural olarak bırakıyorum.

Son söz olarak, harika ve çok klas bir tarzı olduğunu söylemem gerek. Her şey tam kararında, hiç bir aşırılık yok ama önceden belirlenmiş düşes makyajı çizgisinden oldukça uzakta ve dinamik. Kraliyet mensubu kadınların makyajlarında, evet araştırdım, siyah kullanımı mümkün olduğunca elimine edilmiş. Ama Kate Middleton kendi tarzını ortaya koyup makyajının en temeline kömür siyahı gel liner'ı koymuş. İşte bu gerçekten tebrik-e şayan your grace, your highness.



xx